Yankı odası, sosyal medya platformlarında benzer düşünen insanların fikirlerini sürekli tekrarladığı ve karşıt görüşlerin yer almadığı bir ortamı ifade eder. 

Sosyal medya, kullanıcıların düşüncelerini destekleyen içerikleri gösteren algoritmalar kullanır ve böylece insanların kendi fikirlerini güçlendirme eğilimini teşvik eder. 

Ancak bu durum, insanları sağlıklı ve çok yönlü tartışmalardan mahrum bırakabilir ve kendi düşüncelerini doğru kabul etmelerine yol açabilir. 

Bu durumu en son Cumhurbaşkanlığı seçiminde görmüştük. CHP’liler sosyal medya üzerinden birbirine gaz vererek yüzde 60 ile seçimi kazanacaklarını sanıyorlardı. Ama sonuç bekledikleri gibi olmadı. 

Eskişehir’in yerel medyasında da böyle bir yankı odası sendromu söz konusu. Gündemi belirlediğini zanneden üç beş yerel yazar ve onların takipçileri bir yankı odası içinde güzellemeler yapıyorlar.

Genelde eski siyasetçilerin ve gözü çöplükte kalan eski yöneticilerin takip ettiği bu kişiler kendilerini duayen gazeteci gibi görüyorlar.

Yüzde bir gibi bir azınlığın kendi arasında konuştuğu meseleler sanki şehrin gündemi gibiymiş gibi algılanıyor. Oysaki dışarıdaki gerçeklikten tamamen yabancı bir yankı odası içinde kumda oynuyorlar.

Ne kadar çok bağırırlarsa sesleri kendileri gibi duvar tiplere çarpıp geri yansıyor. Onlarda yazdıklarının çok etkili olduğunu düşünüp mangalda kül bırakmıyorlar. 

Her mevzuyu bilen tipler bunlar. Daha doğrusu bildiğini sanan tipler.

Kınalızade der ki cahil kişi bilmeyen kişidir. Ama daha kötüsü cehl-i mürekkebtir. Yani katmerli cahillik. 

Bunlar bilmemekle kalmaz, bilmediğini de bilmez yani cahaletini de kabul etmez. Bu çeşit insanlara en güzel cevap kayıtsız kalmaktır.